tarihselkorhan
  İstanbul Fethi
 

                         

                İstanbul Fethi

 

İstanbul, Asya ile Avrupa kıtaları 
arasında yer alan doğal güzellikleriyle  ünlü bir kenttir. Tarihi M.Ö. yedinci  yüzyıla kadar uzanır. Şehir, M.Ö. 657 yılında Megaralılar tarafından  kurulmuştur. Devletin Byzas adlı komutanının adından dolayı şehre, Byzantion adı verilmiş. M.Ö. altıncı yüzyılda Perelerin eline geçen  Byzantion için, Atinalılar ve Ispartalılar da  savaşmış. 
M.Ö. dördüncü yüzyılda İskender tarafından fethedilen şehir M.Ö. üçüncü 
yüzyılda Roma İmparatorluğu tarafından 
alınmış.
M.Ö. 330 yılında İmparatorluğun 
başkenti olan   Byzantion’a, bu kez de  Konstantina polis adı verilir. M.Ö. 395 
yılında Roma İmparatorluğu  ikiye  ayrılınca Konstantinapolis, Doğu Roma    İmparatorluğu’nun başkenti olur.

Stratejik önemi ve tabi güzellikleriyle 
herkesin dikkatini çeken şehir, Gotlar,
 Ostrogotlar ve Bulgarlar tarafından defalarca kuşatıldı, fakat alınamadı. Bu yoğun saldırılar üzerine,    İmparator Anastasiyanus, Silivri’den 
başlayarak Karadeniz’e kadar uzayan 
surları 
yaptırdı. Buna karşın saldırılar devam etti. 
M.S. 7. ve 8. yüzyıllarda Araplar tarafından da kuşatıldı. Fakat bu kuşatmalar da sonuçsuz 
kaldı.

   1203 yılında Haçlı orduları tarafından zapt edilerek 1261 yılına kadar Haçlıların elinde
kaldı. Bu tarihten  sonra tekrar Bizanslıların 
eline geçti.

1299 yılında kurulan Osmanlı Devleti, 
yavaş  yavaş büyüyerek gelişti.
Anadolu 
ve Rumeli’de genişlemeye devam etti. 
Anadolu ve Rumeli’deki topraklarımızın
 
arasında kalan 
Bizans, mutlaka alınmalıydı. Bu amaçla şehir,   Osmanlılar tarafından birkaç defa kuşatıldı.
 Ama alınamadı.

1453 yılında, Padişah II. Mehmet,   hocası Akşemsettin’in de teşvikiyle İstanbul’a 
yeni bir saldırı düzenlemeye karar verdi.
Önce, Yıldırım Beyazıt tarafından yaptırılan Anadolu Hisan’nın karşısına 
Rumelihisan’nı yaptırdı.Edirne’de döktürdüğü balyemez adı 
verilen büyük toplarla savaşa hazırlandı.
6 Nisan 1453 günü, Osmanlı ordusu 
Bizans surları  önüne geldi. Bizans 
İmparatoru Konstantin, Haliç’i zincirle 
kapatarak Osmanlı Ordusu’nun şehre 
denizden girmesini önledi. 11 Nisan günü  kuşatma tamamlandı ve top ateşi başladı.
 Yirmi  gün süren top ateşinden kesin bir 
sonuç alınamadı. Şehrin denizden 
de kuşatılması gerektiğini düşünen II.Mehmet, 
bir gece yetmiş parça gemiyi karadan 
yürüterek Haliç’e indirdi.
Bizanslılar, sabahleyin Osmanlı Donanması’nı Haliç’te görünce büyük 
bir korkuya ve paniğe kapıldılar. 
Haliç’ten ve karadan yapılan top atışlarıyla surlarda gedikler açıldı.Bunun üzerine,
29 Mayıs  günü bir genel saldırı 
düzenlenmesine 
karar verildi. Hocası Akşemsettin II. Mehmet’e 
cesaret veriyor; Hz. Peygamberin, 
"Konstantin elbet fethedilecektir. Onu 
fetheden komutan ne  iyi komutan ve onun askerleri ne güzel askerlerdir" 
sözüyle müjdelenen komutanın 
kendisi   olduğunu söylüyordu. Bu  inançla                                                                  29 Mayıs günü son taarruz                                  başladı.Çok kanlı ve zorlu      
bir savaştan sonra birçok şehit verildi. Bu 
şehitler arasında, Bizans surlarına Türk 
bayrağını diken Ulubatlı Hasan da vardı. 
Nihayet, Mayıs 1453   Salı günü,
İstanbul fethedildi.

İstanbul’un fethi, hem Türk tarihi için hem 
de dünya tarihi için önemli bir   olaydır. 
Türk tarihi  için
önemi  İstanbul’un fethiyle, Osmanlıların, Balkanlardaki ilerlemelerine  hiçbir olarak engel 
gücün kalmamasıdır.

 

 

 

 
 
  Bugün 24 ziyaretçi (54 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol